31 Mayıs 2011 Salı

Geçerdim...


Ostrava Golden Spike'ta 100 metre yarışını Usain Bolt ile birlikte koştuk bu akşam aramızdaki tek fark o pistte, ben koşu bandındaydım... biraz zorlasam geçerdim de neyse.... =))

30 Mayıs 2011 Pazartesi

Philip & Syrena


Karayip Korsanları 4 filminde o kadar aksiyon ve komedi içinde güzel bir şekilde işlenmiş müthiş bir aşk; misyoner Philip ve deniz kızı Syrena'nın hikayesi...




"Saf güzellik. Kesinlikle Tanrının kendi tasarılarından ... ve Nuh'un gemisinde kendine yer bulamayan bu karanlık yaratıkların soyundan değil... Saf güzellik... ve yinede öldürücü! "

"Öldürücü. Hayır!! "

[Philip ve Syrena]


Kaptan Jack Sparrow ve arkadaşlarının "Gençlik Pınarı" arayışları sırasında tanışır Philip ve Syrena... Philip, Kaptan Karasakal Syrena'yı göz yaşı için esir aldığından itibaren koruyucusu olur onun....


" You are different... You protect... "

[Syrena'dan Philip'e]

"Sadece iste" sahnesi

[Philip yaralı halde bir havuzun başına zar zor getirir kendisini, su içip yüzünü yıkarken, Syrena ortaya çıkar suyun içinden. Birbirlerine bakarlar;
  • Syrena: Yaralısın.
  • Philip: Sadece bedenim. Ruhum huzurlu. Senin sayende.
  • Syrena: Benim?
  • Philip: Evet. Kaybolmuştum. Rüzgarlar, med cezirler... bir adamın inancını tazelemesi gerekenler... Benim için sen. Sadece sen.
  • Syrena: Philip, seni kurtarabilirim. Yalnızca istemelisin.
  • Philip: Sadece tek şey istiyorum.
  • Syrena: Nedir o?
  • Philip: Bağışlanmak. Benim için değilse, sen hiç yakalanmadın.
  • Syrena: İste.
  • Philip: Bağışla beni...
Syrena yukarı doğru çıkar ve Philip'i öperek, onu denizaltına doğru çeker ve gözden kaybolurlar... İşin güzel tarafı sonun ne olduğunu görememek ve merak etmek...


İlk tanıştıkları andan son sahneye kadar her anı içeren güzel hazırlanmış bir video.... "You are different" Dikkat %100 spoiler içerir...



25 Mayıs 2011 Çarşamba

Günün Sözü




"Hayatta yapılacak o kadar çok hata var ki, aynı hatayı tekrar tekrar ısrar etmenin alemi yok.."

[Jean-Paul Charles Aymard Sartre]

İddiacı




İşsiz güçsüz bir adamda kaynağı bilinmeyen çok ama çok fazla para varmış Herkes bu kadar çok parayı nerden kazandığını araştırıp duruyormuş. En sonunda adamı karakola çağırmışlar o kadar paranın hesabını vermesi için. adam gitmiş karakola. komser hemen lafa dalmış.


- Anlat bakalım bu kadar parayı nasıl kazandın. üstelik bir işin bile yok.

+ Ben herkesle iddiaya girerim komserim. ve her iddiayı da kazanırım.

- Olum sadece iddiaya girerek bu kadar para kazanılırmı.

+ Size kanıtlıyablirim komiserim.

-Nasıl kanıtlıyacan.

+ Sizinle bi iddiaya girelim benim hiç iddia kaybetmiyeceğimi anlarsınız. 100 dolarına bahse girerimki ben sol gözümü ısırırım.

Komiser düşünmüş. bi insan nasıl gözünü ısırabilir diye ve sonunda olamıyacağına karar verip iddiaya girmiş. adam bunun üzerine takma olan sol gözünü çıkarıp ısırmış. Komiser hayretle onu izledikten sonra.

- Tamam ama bir iddiayla sana inanacak değilim demiş. Adam peki demiş.

+ 500 dolarına iddiaya girerimki. Sağ gözümü de ısırırım.

Komiser iki gözü de takma olsa bu adam göremez herhalde deyip bi daha girmiş iddiaya. Sonra adam takma dişlerini çıkarıp sağ gözünü de ısırmış. komser yine şaşırmış ama pes etmemiş. Hala inanmadım demiş. Adam tamam sizinle son bir iddiaya daha girelim üstelik bu sefer bedava demiş. Komser hemen kabul etmiş.Nedir iddia demiş?

+ Benimkinin uzunluğu buradaki herkesinkilerinin toplam uzunluğundan daha fazladır demiş. komser şöyle bi etrafına bakmış. Yaklaşık on kişi var. herbirininki 15 santim olsa toplam 150 santim yapar. Tamam demiş girmiş iddiaya. Adam indirmiş donunu bi bakmışlar ki küçücük bişey. Komiser hani uzundu lan demiş. Adam çekin komserim. Çekerseniz uzar demiş. komser adamın şeyini çekmeye başlamış. Çekiyomuş çekiyomuş. Uzamıyomuş. O sırada adam bir arkadaşına telefon etmiş.

+"Alooo Ali olum komserin eline verdim 10.000 Doları hazırla... " =))

24 Mayıs 2011 Salı

Şans


Ernesto kader konusunda çok inançlıydı.
"Her erkeğin yaşamında," diyordu, "mükemmel birlikteliğe ulaşabileceği tek bir kadın vardır, her kadının yaşamın bütünlüğüne ulaşabileceği tek bir erkek vardır."

Ama buluşabilmek pek az kişinin yakalayabildiği bir alınyazısıydı. Geride kalan herkes bir tatminsizlik, sürekli bir özlem içinde yaşamak zorundadır.

"Böylesine bir buluşmayı kaç kişi başarabilmiştir ki..." diyordu odanın karanlığında, "on binde, milyonda, on milyonda bir kişi var mıdır?"

On milyonda bir olabilir, evet. Geride kalan bütün öteki evlilikler, çöpçatanlıktır, tensel hoşlanmalardır, geçicidir, fiziksel, kişiliksel ya da sosyal konuların benzerliği yüzünden yapılmıştır.

Bu yargılardan sonra da yinelemeden edemiyordu: "Nasıl şanslıyız biz, değil mi? Kim bilir bizi neler bekliyor, kimbilir?"




Sayfa 117 - Va' dove ti Porta il Cuore (Yüreğinin Götürdüğü Yere Git)

[Susanna Tamaro]

Günün Sözü




“Eğer bir kadın "n'oldu?" sorusuna "hiç.." yanıtını veriyorsa başınız büyük belada demektir dostlar.."



[Dawnologie]

22 Mayıs 2011 Pazar

Günün Sözü


"Peşimden koşan çok diye sevinme, iktisat derki; fiyat düşünce talep artar!! ''

[İktisadi Özlü Söz]





**Fotoğraf: Karslı Kaşar Esnafı Te.Be.**

20 Mayıs 2011 Cuma

Öyle Bir Hayat Yaşıyorum Ki




ÖYLE BİR HAYAT YAŞIYORUM Kİ

Öyle bir hayat yaşıyorum ki
Cenneti de gördüm cehennemi de
Öyle bir aşk yaşadım ki
Tutkuyu da gördüm pes etmeyi de.
Bazıları seyrederken hayati en önden
Kendime bir sahne buldum oynadım.
Öyle bir rol vermişler ki
Okudum okudum anlamadım.
Kendi kendime konuştum bazen evimde
Hem kızdım hem güldüm halime
Sonra dedim ki "söz ver kendine"
Denizleri seviyorsan dalgaları da seveceksin
Sevilmek istiyorsan önce sevmeyi bileceksin
Uçmayı seviyorsan düşmeyi de bileceksin.
Korkarak yaşıyorsan yalnızca hayati seyredersin.
Öyle bir hayat yaşadım ki
son yolculukları erken tanıdım
Öyle çok değerliymiş ki zaman
Hep acele etmem bundan anladım...



Friedrich Wilhelm Nietzsche

18 Mayıs 2011 Çarşamba

17 Mayıs 2011 Salı

Mazi Kalbimde Bir Yaradır(Tango Turco)

1928 yılında bestelenmiş olan ilk Türk tango şarkısı;


"
Mazi Kalbimde Bir Yaradır (Tango)"


Alıp götürüyor insanı... :)








Ben de gönül çektim eskiden
Yandı hayatım bu sevgiden
Anladım ki bir aşka bedel
Gençliğimmiş elimden giden

Önünde ben geldim de dize
Yâr olmadı bu kimse bize
En nihayet düşüp can verdim
Gözündeki yeşil denize

Sarmadımsa da belden, geçmedim bu emelden
Bir hazin maceradır onu aldılar elden
Başkasına yâr oldu, eller bahtiyâr oldu
Gönlüm hep baştan başa viran bir diyâr oldu

Mazi kalbimde bir yaradır
Bahtım saçlarımdan karadır
Beni zaman zaman ağlatan
İşte bu hazin hatıradır

Ne göğsünde uyuttu beni
Ne bûseyle avuttu beni
Geçti ardından uzun yıllar
O kadın da unuttu beni

Sarmadımsa da belden, geçmedim bu emelden
Bir hazin maceradır onu aldılar elden
Başkasına yâr oldu, eller bahtiyâr oldu
Gönlüm hep baştan başa viran bir diyâr oldu..



Söz: Necdet Rüştü Efe Tara
Beste: Necip Celal Andel





15 Mayıs 2011 Pazar

Şampiyon Kırklarelispor



Spor Toto 3. Lig 2. grupta şampiyonluğunu ilan eden Kırklarelispor 2. Lig de!!

Büyük mücadele içinde geçen lig mücadelesini şampiyon olarak tamamlayan takımımız artık mücadelesini 2. Lig de devam ettirecek!! Kırklarımıza 2. Lig de de başarılar!!

Kurabiye(!) Tay-yeap Saydın mı Kaç Kişiydik?


Kurabiye Tay-yeap saysana kaç kişiyiz baksana!!

İmamın ordusu elini internetten çek!

Kurabiye Tay-yeap, Kurabiye Tay-yeap, Kurabiye Kurabiye Tay-yeap... ;)

Hoca elini internetten çek!

Durma haykır sansüre hayır!

Tay-yeap nerdesin, çevrim-içi olsana!!

sloganları ve renkli dövizler eşliğinde binlerce kişi ile istiklalde sansüre hayır için yürüdük bugün...

Tam bir şölen vardı bugün istiklal de.. farklı grup, görüş ve topluluklardan binlerce insan aynı amaç için yürüdü.. Tay-yeap İnternetime Dokunma!!

Tay-yeap sende saydın mı kaç kişiydik??


Gösteri bitiminde okunan deklerasyon;


1. İnternet kullanıcılarının ifade özgürlüğü ve bilgiye erişim temel bir haktır, engellenemez.

2. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, 22.02.2011 gün ve 2011/DK-10/91 sayılı düzenlemesi yasal dayanaktan yoksundur ve kuruma yasalarda öngörülmeyen bir yetki vermektedir.

3. BTK Başkanı’nın standart profilin mevcut profil olduğu, isteyenin filtrelemenin dışında kalabileceğine ilişkin açıklamaları doğru değildir. Hali hazırda standart profil diye bir kavram olmadığı gibi filtreleme de söz konusu değildir. Yeni gelen mekanizma ile filtreleme sistemi dışında kalmak mümkün olmayacaktır.

4. Filtreleme sistemi ile izleme yapılmayacağına dair açıklamalar da güven vermekten uzaktır. Şüphesiz filtreleme sistemi ile her bir kullanıcının tek tek izleneceği iddia edilmemektedir. Ancak herkes filtreleme sistemine tabi olduğunda potansiyel olarak tüm kullanıcıların idarenin uygun gördüğü zamanda izlenmesinin yolu açılmış olacaktır.

5. 22 Ağustos 2011 tarihinde yürürlüğe girecek olan BTK filtreleme uygulaması kullanıcılar tarafından öngörülebilir değildir, keyfidir, ve yapısal olarak bir kontrol ve sansür mekanizmasıdır. Filtreleme sistemi çerçevesindeki profillerden hangi sitelere erişim engelleneceği konusundaki kriterler kullanıcılara bildirilmemiştir. Filtreleme listelerinin oluşturulması için tam yetki BTK tarafından yine BTK’ya verilmiştir ve BTK tamamen keyfi tercihlerle yüzbinlerce İnternet sitesini ulaşılamaz hale getirebilecektir. Hukuka aykırı, ölçüsüz ve keyfi bir idari işlem, demokratik hukuk devletinde kabul edilemez.

6. Türkiye’nin üyesi olmaya çalıştığı Avrupa Birliği, üyesi olduğu Avrupa Konseyi ve AGİT’e üye devletler içinde kullanılması zorunlu bir internet filtresine dayalı bir denetim ve erişim engelleme politikası bulunmamaktadır.

7. Daha önce erişim engelleme kararlarında olduğu gibi yetkililer hukuken gerekçelendiremedikleri kararlarını ilgisiz ülke örneklerini kullanarak meşrulaştırmaya çalışmaktadırlar. Neden seçildiği anlaşılmayan bu ülke politikalarının aktarımında da kasıtlı saptırmalar yapılmaktadır.

8. Gerek Avrupa Birliği gerekse Türkiye’nin de üyesi olduğu Avrupa Komisyonu çocuklar gibi zarar görmesi mümkün grupları korumak için yasal önlemler almaktansa öz-denetim yollarına gidilmesini teşvik etmektedir.

9. TİB’in ısrarlı taleplere rağmen erişime engellenen sitelerle ilgili istatistikleri açıklamaması, idarenin şeffaflıktan uzak ve keyfi tercihleri politikasını belirleme konusunda ana yöntem olarak seçtiğini ortaya koymaktadır.

Sonuç olarak, mevcut düzenleme derhal yürürlükten kaldırılmalıdır. İnternet’e ilişkin yeni politikalar, ifade özgürlüğüne ve yetişkinlerin her türlü İnternet içeriğine erişim ve tüketim haklarına saygı temelinde geliştirilmelidir ve şeffaf, açık, katılımcı ve çoğulcu bir yöntemle belirlenerek hayata geçirilmelidir.

Günün Sözü


"Arkamdan oynanan oyunları görmüyorum sanmayın. Sadece çocukların beyin gelişimi için oyuna ihtiyaçları var, müsade ediyorum..."

[Anonim]

İnternet Geyikleri


Cuma günü mailime gelen internet geyiklerinden bir kaçı:


“prens charles olmak da zor. bakkala gidip bir şeyler alınca par
a diye ananın resmini veriyorsun.”

“kimseden lys’de başarı beklemeyin. zaten ilk 1 saat sorularda bi ibnelik var mıdır lan acaba deyip şifre çözmeye çalışarak geçecek..”

"1.50 boylarındaki kadınlardan oluşan "birelli takvimi" çıktı!!!"



'' 80 yaşındaki amca rusya'ya vize kalktı diye seviniyor.sanki vize kalkınca herşey kalkacak .''









"kafasına sıçan kuşu şansa yorup, sayısal kuponu alan toplumun; ağzına sıçan insana olan aşkına şaşırmamak gerek."


"ne zaman ki birisinin dedesinin adı berkecan olur, işte o zaman çağ atladık derim."


'1.murat hangi savaşta ölmüştür' sorusuna; 'katıldığı en son savaşta' diyen öğrenciye alkış.


bir kadın sizi zekasıyla milyarder yapabilir,tabi trilyonerseniz...


makyaj; kadınların karıncalı olan görüntülerini full hd yapma sanatıdır.


pitbull kırmızı başlıklı kıza tecavüz eder de ondan bir çocuk sahibi olursa adına redbull deriz.


en zor meslek bankacılık dimi ? gün boyu milyarları say dur. akşam olunca bim' den ucuz yoğurt al eve git.


araştırmaya göre, çoğu türk kadının vücudu, "üst dar-alt geniş=armut" şeklindeymiş.sevgilinizin neden "ayı" olduğunu şimdi anladınızmı
kızlarr

erkek bluetooth gibidir yanındayken bağlıdır.uzaklaşınca yeni aygıt arar. kadın wireless gibidir,hepsini görür en güçlüsüne bağlanır...


Aref:acun bey 1 ile 3 arasında bir sayı tut ama 1 ve 3 olmasın

acun: evet tuttum

aref:2 mi ?

acun: yok artık ! JJJ


"tabuları yıkıyoruz beyler, simit sarayına martı fırlatıyoruz artık."


"sevgili rtük,10 dk.reklam arasına alışmış bi milletiz, ara 4 dk'ya inince bir panik olduk, tuvalete koşarken düşenlerimiz var.Eski düzeni istiyoruz"


bir kadın ağlıyorsa yanına yaklaş, saçlarını okşa, gözlerine bak ve de ki; "mangoda indirim varmışşş''


" ben bardak kırsam sakarım, annem kırsa nazar. babam kırsa o bardağın orda ne işi var. "


elinde blackberry, sırtında burberry, ayağında fred perry gelberry yar gelberry ……...... dilbery..


şuanda flash tvde dünyanın gündemine oturan libya konuşuluyor...şaka lan şaka yine halay çekiyolar.


"esmer bayanlara sesleniyorum; saçınızı sarıya boyattığınızda marilyn monroe'ya değil, trabzonsporlu ibrahim yattara'ya benziyosunuz. saygılar."


bir ilişkide kadından susmasını beklemek ineğe çilek yedirip "çilekli süt" vermesini beklemekle eş değerdedir...


telefonunuzu 5 defa üst üste açmadığınızda sırasıyla polis, mit ve genelkurmaya haber verebilecek canlıya "anne" denir.

cocuk: baba biz nasıl olduk

baba: maymundan evrimleştik yavrum

(cocuk ikna olmaz)

cocuk: anne biz nasıl olduk?

anne: ademle havva seviştiler...

cocuk: ama babam maymundan geldigimizi söylüyor!!

anne: o babanın sülalesi bizi ilgilendirmez yavrum

japonyada hırsız yakalayan bir robot icat etmişler.

amerikada 5 dakikada 180 hırsız yakalamış.

italyada 5 dakikada 80 hırsız yakalamış.

fransana 5 dakikada 30 hırsız yakalamış.

türkiyede 5 dakikada robotu çalmışlar.



" evinin güvenliğini alarm taktırarak değil, evden çıkarken koridorun ışığını açık bırakarak sağlayan insana "türk" denir. "

Ek İş Aldık!! ;)

Önce karavan almayı planlıyordum ama şimdilerde fark ettim ki sığmayacağız...

Yeni Hedef : Geo Da Silva gibi TIR!! ;)


Kod Adı : "Yaz Gelsin"








Geo Da Silva I'll Do You Like A Truck

oh right ..
we got a singin' 2night
we got a party 2night
i got a new song
i present 2 you
uhh like it like it
that's right
uhh like a truck ;))

uhh like it like it
I'll Do Ya Like A Truck
with me !
uhh like it like it
I'll Do Ya Like A Truck
one more time !
uhh like it like it
I'll Do Ya Like A Truck
once again !
uhh like it like it
I'll Do Ya Like A Truck
just you !

if you like this party
everybody in da house
put your hands up and say YEAH!

so when I say
o like it like
you say
I'll Do Ya Like A Truck!

and everybody in the place
oh like it like it
do it like a truck
once again

oh yeah
it's a party over here
that's right
it's fantastic
like i do



14 Mayıs 2011 Cumartesi

Aziz Başkan Bizim Niye Bir Kupamız Yok?

Bahçeli'nin dile getirdiği çocukların Püskevit özlemini, Fenerbahçe'nin Türkiye Kupası özlemine uyarlayan yaratıcı çalışmayı bir fenerli olarak takdir ettim...


Sesini ve hareketlerini aynen taklit etmişler çok komik olmuş...

Ben de burdan Aziz Başkana seslenmek istiyorum: "Aziz Başkan bizim niye bir Türkiye Kupamız yok??"



















İnternetime Dokunma!!


22. Ağustos.2011 tarihinde yeni bir uygulamaya geçilerek devlet bize "güvenli" internet sağlayacak!
Aile paketi, çocuk paketi vs. adı altında bazı siteleri filtreleyecek. Aaa ne güzel ne var bunda diyebilirsiniz baştan... Ama bir çoğumuzun bildiği, tahmin ettiği üzere, işin iç yüzü farklı... her ne kadar son gelen açıklama ile sadece isteyenin bu paketlere geçeceği ifade edilsede, daha basılmamış kitapla birilerini hapse atanlar, istedikleri siteleri zararlı kisvesi altında kapatma, filtreleme hakkına sahip olacaklar.. Bir nevi yandaş internet, temiz-yeşil internet ortamı yaratacaklardır. Ben DNS ayarlarını değiştirip istediğim yere girebiliyorum diyorsanız, orada bir durup düşünün derim, imzalayacağınız sözleşmelerle bunu yapmayacağınızın teminatını vereksiniz... Eee imzayı attıktan sonrası malum... Terör örgütü sanığı olarak bulabilirisiniz kendinizi birden hakim karşısında...


Yakın zamanda da T.C. Google Arama Motoru Genel Müdürlüğü kurarlar işte hazırlanan eğlenceli bir örneği : http://www.googlegnmd.com/


Unutmayın söyledikleri gibi: "Yaptıkları yapacaklarının teminatıdır!"


Sansüre, dayatmaya hayır demek için, toplumsal tepkiminizi göstermek için 15 mayıs 14:00 'da Türkiye'nin dört bir yanın da meydanlarda "İnternetime Dokunma!" eyleminde buluşalım!

http://www.facebook.com/event.php?eid=152334771499561


"Hiç yadırgamadım yüzünü, inan çok tanıdık. Gönlüme hoş geldin sevdiğim, kusura bakma ortalık biraz dağınık."


[İncir Reçeli]

12 Mayıs 2011 Perşembe

Köpek Balığı




Japonlar taze balığı hep çok sevmişlerdir. Fakat Japonya sahillerinde bol balık bulmak mümkün olmamaktadır. Balıkçılar, Japon nüfusu doyurabilmek için daha büyük tekneler yaptırıp daha uzaklara açılabilmişlerdir. Balık için uzaklara gidildikçe, geri dönmesi de daha çok vakit alır olmuştur.


Dönüş bir-iki günden daha uzarsa, tutulan balıkların da tazeliği kaybolmaktadır. Japonlar tazeliği kaybolmuş balığın lezzetini sevmemişlerdir. Bu problemi çözebilmek için balıkçılar teknelerine soğuk hava depoları kurdurmuşlardır. Böylece istedikleri kadar uzağa gidip, tuttuklarını da soğuk hava deposunda dondurulmuş olarak saklayabileceklerdi. Ancak Japon halkı taze ile donmuş balık lezzet farkını hissedebiliyor ve donmuş olanlara fazla para ödemek istemiyorlardı.


Balıkçılar bu defa teknelerine balık akvaryumları yaptırdılar. Balıklar içeride biraz fazla sıkışacaklardı, hatta, birbirlerine çarpa çarpa birazda aptallaşacaklardı, ama yine de canlı kalabileceklerdi.Japon halkı canlı olmasına rağmen bu balıkların da lezzet farkını anlayabiliyorlardı. Hareketsiz, uyuşmuş vaziyette günlerce yol gelen balığın, canlı, diri hareketli taze balığa göre lezzeti yine de etkilenmişti.


Balıkçılar nasıl olacakta Japonya'ya taze lezzetli balığı getirebileceklerdi? Siz olsaydınız ne yapardınız?


Hedeflerinize ulaşır ulaşmaz, mesela mükemmel bir es buldunuz veya çok basarili bir firmaya girdiniz, borçları ödediniz v.s. Heyecanınız kaybolmaya başlamaz mı? Aşırı çalışmanız gerekmiyorsa rahatlamaz misiniz? Lotoda büyük ikramiyeyi kazananlar parayı savurmaya başlamaz mı?


Japonların Taze balık probleminde olduğu gibi çözüm aslında basittir. 1950'lerde L.Ron Hubbart'in gözlemlediği üzere;

"İnsanoğlu ancak hırs iddiası içinde bulunursa anormal cabalar sarfeder."

Ne kadar akilli, uzman, inatçı iseniz iyi bir problemle uğraşmaktan o kadar zevk alırsınız. Problem sizi ne kadar zorluyorsa ve siz onu adim adim çözebiliyorsanız bundan da o derece mutluluk duyarsınız, heyecan duyarsınız ve enerji dolu, canlı, ayakta kalırsınız.


Japonlarda balıkları yine teknelerindeki akvaryumlarda tuttular, ancak içine küçük bir de köpekbalığı attılar. Bir miktar balık köpekbalığı tarafından yutulmuştu, ama geride kalanlar son derece hareketli ve taze kalabilmişlerdi.


Buradan da görüleceği üzere problemlerden, uzaklaşmaktansa içine atlamak, boğuşmak ve onları yenmek gerekir. Problemimiz çok ve çeşitli olabilir. Ümitsiz olmayın. Onları tanıyın, organize edin, kararlı olun, daha çok bilgi ve yardim desteği ile onlarla savasın.


Beyninize bir köpekbalığı atin ve nelere ulaşabileceğinizi o zaman görün!!








***Alıntıdır***

Jeff'in Chuck&Sarah'a Düğün Hediyesi

Chuck ve Sarah'ın Düğün provası için Jeff'in hazırladığı video; Dr. Awesome'ın da dediği gibi;

This is Awesome!!







Muzik : Bright Eyes - "First Day of My Life"

This is the first day of my life
I Swear I was born right in the doorway
I went out in the rain
Suddenly everything changed
They're spreadin' blankets on the beach

Yours is the first face that I saw
I Think I was blind before I met you
I don't know where I am
I don't know where I've been
But I know where I want to go...

Chuck Sezon 4 Bölüm 23.




11 Mayıs 2011 Çarşamba

Seks Kasedi Yalnızca 1.5 Dakika Süren Milletvekili Adayı Çifte Utanç Yaşıyor!!




12 Haziran seçimleri öncesi bazı önemli siyasi isimlere ait seks görüntüleri gündeme ardı ardına düşerken, Yozgat'tan 1. sıra milletvekili adayı olan İsmail Yusuf Güçlübek(46), 2 gün önce bir internet sitesinde yayınlanan videosunun sadece 1.5 dakika sürmesi yüzünden çifte utanç yaşıyor. Videoda yabancı uyruklu bir kadınla bir otel odasında birlikte olduğu görünen evli ve 3 çocuk babası Güçlübek, sessizliğini bu sabah düzenlediği basın toplantısıyla bozdu.

"Görüntüleri kesmişler"

Seks kasedinin ortaya çıkmasının ardından evine kapanan ve hiçkimseyle konuşmayan milletvekili adayı İsmail Yusuf Güçlübek, bu sabah görüntülerin kaydedildiği otelin lobisinde bir basın toplantısı düzenleyerek hakkındaki iddiaları yanıtladı. Toplantıya görüntülerde birlikte olduğu yabancı uyruklu E.P.(21) ile birlikte katılan Güçlübek, "Bakın o geceyi ben çok net hatırlıyorum. Yani 1.5 dakika sürmesinin imkan ihtimali yok. Benim tarihimde böyle bir şey olmuş değil. Bu videonun en az siz diyin 15, ben diyim 20 dakikası atılmış." sözleriyle, görüntüleri montajlayıp kesen bir takım karanlık ellerin kendisine karşı alçakça ve hayasızca bir komplo kurduğunu ifade etti.

Destek arayışları sonuçsuz kaldı

Kalabalık bir basın ordusu karşısında oldukça sinirli ve yorgun olduğu gözlenen Güçlübek, "Eğer bana inanmıyorsanız bu kardeşimize, şu gencecik pırıl pırıl insana bir sorun. Sen bir şey söyle bacım..." diyerek yanında bulunan E.P.'den yardım talep etti. E.P.'nin "No no bu kadar kişi no... Tek kişi uçyüz... Uç kişi ikibin..." şeklindeki açıklamaları basın mensuplarını tatmin etmekten uzak kalırken, umduğu desteği alamayan Güçlübek'in moralinin daha da bozulduğu gözlerden kaçmadı. "Tamam tamam anlaşıldı" diyerek E.P.'nin açıklamasını yarında kesen talihsiz milletvekili adayı, yanında getirdiği söz konusu geceye ait otel kayıtlarını basın mensuplarıyla paylaşarak şöyle devam etti:

Belgelerle konuştu

"Bakın burada ne yazıyor? Giriş: 22.13. O saatte otele giriş yapmışız, çıkış: 01.10. Ne yaptık biz koca 3 saat içeride? Oturup bu kardeşimizle memleketin halini ahvalini konuşmadık herhalde? Tüm bu müddet boyunca biz de normal olarak genç ve sağlıklı bir milletvekili adayı ne yaparsa o tip şeyler yaptık, ki bunların bir kısmı kasetlere yansımış zaten... Bakın özellikle 'bir kısmı' diyorum. Adam gibi kesmeden verecek yürek yok bunlarda." Videonun ortaya çıkmasından itibaren gerek partili arkadaşları gerekse de seçmenleri arasında alay konusu olduğunu belirten Güçlübek, şahitlik etmesi için 28 senelik eşini de toplantıya getirmeye çalıştığını ancak kendisinin evi terketmiş olması nedeniyle bunun mümkün olamadığını da sözlerine ekledi.

"Gerekirse bir video da ben çekerim"

Güçlübek son olarak, "Siyasi kariyerinden falan geçtim, kahveye alnım ak başım dik gidebilsem o bile bana yeter" derken, bu uğurda gerekiyorsa kendi elleriyle çekeceği bir videoyu kamuoyuyla paylaşmaktan çekinmeyeceğini de net bir şekilde ortaya koydu.

Kaynak : Güvenilir haber kaynağı; Zaytung.

Bi' Püskevit Versem?


Bahçeli sorunun çözümünü buldu!!

"Püskevit'in tüm harflerini topla = 8, püskevit'teki ünsüz harfleri topla = 5, çarp bunları 8x5=40 MHP'nin 40.yılı kutlu olsun!!"


Bi' Püskevit versem oyunu bana verir misin??
=))

8 Mayıs 2011 Pazar

O


O'nun ilk aşkı olmayabilirsin, son aşkı da...

Hatta bir tanesi de.

Daha önce de aşık oldu, tekrar olabilir.

Unutma tıpkı senin gibi, o da mükemmel değil...

Ama şayet o, seni olup olmadık yerlerde güldürebiliyorsa,

Seni iki kez düşündürebiliyorsa,

Onu seninle tutmaya çalış ve ona verebileceğin herşeyi ver...

Seni günün her anında düşünmüyor olabilir...

Ama sana kırabileceğini bildiği bir parçasını verecektir: "Kalbini"

İncitme onu, değiştirmeye çalışma, çözümlemeye kalkma,

Ve verebileceğinden fazlasını bekleme...

Seni mutlu ettiğinde gülümse,

Kızdırdığında fark etmesini sağla ve yanında olmadığı zamanlarda özle...



Bob Marley

Milan Campione d'Italia !!



"Serie A'nın bitimine 2 hafta kala AC Milan şampiyonluğunu ilan etti. Ligde son 3 haftaya Inter’in 8 puan önünde giren Milan, Olimpiyat Stadında Roma ile berabere kalarak 6 sezon aradan sonra şampiyonluğa ulaştı!!"


Forza Milan, Forza Tifosi!!

Alè, alè, alè Milan alè, forza lotta, vincerai, non ti lasceremo mai!!

CM101MMXI


5 mayıs akşamı, ahırkapı hıdırellez şenliklerinin de düzenlenmeyeceğini öğrendikten sonra vicdan rahatlığıyla Cem Yılmaz'ın yeni gösterisine gittim...

Biraz kilo almış... tişörtten belli oluyordu... 38 yaşında olduğunu söyledi ama daha yaşlı ve yorgun gözüküyordu eski zamanlarına nazaran... geçen ay ikinci kez bel fıtığı ameliyatı olmuş onunda etkisi var sanırım...

Gösteri ise müthişti kırdı geçirdi herkesi... bi ara gülmekten ağzımın kuruduğunu hissettim... =))


Eski espriler olduğu kadar.. yepyeni şakalarla süslemiş yeni gösteriyi...

Gelişen ve değişen teknoloji ve insan
Turizm hotelcilik hatıraları
Kadın-erkek anatomik ve fizyolojik farklılıkları genel başlıkları altında çevrelemiş bu sefer hikayelerini...

özellikle son yarım saatinde yoruldum artık gülmekten ... =))


Mutlaka izleyin...

7 Mayıs 2011 Cumartesi

Kaybedenler Kulübü


Herhangi bir beklenti içinde olmadan, bir rastlantı sonucu iyiki de gittiğim film. Film başlarken +18 ve cinsel içerik uyarılarını görünce yanlış sinemaya mı geldim diye düşünmedim değil. =))


Sonradan öğrendiğim kadarıyla adını ve öyküsünü 1996-2001 yılları arasında Mete Avunduk ve Kaan Çaydamlı tarafından Kent FM 101 frekansında yapılmış, gece programından ve orada geçen dialog ve olaylardan almış. Biraz ekşi sözlükten baktım 1999-2001 girdileri, direkt film deki abzürt diologlar... O programı kaçırdığım için üzüldüm bunları okuyunca yani...


Sanatla uğraşan adam bohem yaşar triplerinde, biraz issiz adam çizgisinde... gelip geçen kadınlar, bağlanma sorunları yan öğeleri ile donatılmış ama merkezinde "kaybedenler kulübü" olan(iyi ki de öyle olmuş) bir senaryosu var... program gerçekten çok komik... Bi kaç aklımda kalan diyalog;



İyi akşamlar
İyi akşamlar sayın dinleyen sizinle yatmış mıydık?

....

Dinleyici : Siz nasıl bir program yaptığınızı düşünüyor sunuz?
Kaan: Dostum biz prensip olarak düşünmüyoruz.

...

Nasılsın?
Standart!
Allah standarttan ayırmasın!

...


Kim ulan bu Erol Egemen?!

...

Sizin açılış ne zaman yapıldı?

...

Eski sevgilimi hatırladım yaa
Hangisini?
İşte onu hatırlıyamadım...
....

Pompa?
la pompa la pompino le pompier...
....

Rutin olan şeyler sıkıcıdır.
Evet ama rutin olmayanlar da kalıcı değildir.

....

Mete'nin bütün istanbulla telefon seksi yapması
Altıkırkbeş elemanının konuşmalarına "altyazı" konması ve daha bi çokları...


Müzikler seçimleri de geniş bir yelpazede ve filme çok oturmuş... My women, melancholy man
reviens, dilek taşı bunlardan sadece bir kaçı...


Diaologlardan da anlaşıldığı üzere tam bir "aile" filmi... =))




Az önce dinlediğim orjinal bir "Kaybedenler Kulübü" ses kaydı :

http://youtu.be/EnoV91aOb4o